YAŞLANMA KARŞITI ETKİ (ANTİ-AGİNG)
Her geçen gün önemi artan yaşlanma-karşıtı (anti-aging) ürünler kozmetik sektörün önemli bir alanını oluşturmakta. Uzun süredir ve git gide artan öneme sahip yaşlanma-karşıtı (anti-aging) özelliğiyle öne çıkan yeşil çayın cilt kanseri (melanom) gibi birçok tümöral oluşumları engellediğine dair yayınlar bulunuyor.
Elbette anti-aging'i anlamak için öncelikle aging'in kendisini anlayabilmek gerekiyor. En geniş anlamıyla; hücrelerin, dokuların, organların, zaman içerisinde, progresif olarak (ilerleyici) işlevsel kaybı aging (yaşlanma) olarak tanımlanabilir. Örneğin; güneş ışınında bulunan ultraviyole (UV) ışınlara sürekli maruziyet, melanin pigmentinde artışa yol açarak, kollajen ve elastin gibi birtakım bağ dokusu elemanlarını gevşetir. Bu etki, ciltte bronzlaşma ve yanma gibi etkilerle birlikte cilt bütünlüğünün bozulmasına sebep olur.Anti-aging ürünlerin temel hedeflerinden biri de, hiç şüphesiz cilt kırışıklığıdır. Vücudumuzun tüm boşlukları, histolojik olarak bağ doku denilen ve içeriğinde elastin, kollajen gibi maddelerin bulunduğu bir bütün tarafından doldurulur. Bu doku, infeksiyonlar (enfeksiyonlar) karşısında vücudun ilgili bölümünün onarılmasından, immun sisteme verdiği desteğe kadar birçok işleve sahiptir.Kollajeni parçalayan matriks metalloproteinaz-3 (MMP-3) enzimlerinin aktivasyonu, kollajeni azalttığı için cilt kırışıklığının enzimatik düzeyde sebeplerinden biridir. Koreli bilim insanları, gerçekleştirdikleri tüysüz fare deneyinde, yeşil çay ekstresini farelere uyguladığında MMP-3 enzim ekspresyonunun azaldığını tespit etti. Buradan çıkarılacak en değerli sonuç ise yeşil çayın kollajen düzeyini arttırma yoluyla cilt kırışıklığını azaltmasıdır.Yalnızca bu yolla da değil, cilt esnekliğini sağlayan elastinin, yeşil çay tüketimine bağlı olarak arttığı da birçok yayında ele alınan konulardan bir tanesidir.
STRES AZALTICI ETKİ (ANTİ-STRES)
Yeşil çayın önemli etkilerinden bir tanesi de, yapısında bulunan arjinin ve teanin aminoasitlerinin, stres azaltıcı etkide bulunmasıdır. Burada yeşil çayın nöroprotektif (sinirsel-koruyuculuğu) etkisine değinirken strese dair şunu hatırlatmamızda fayda var ki; stres, beyin yaşlanmasını hızlandırır ve dolayısıyla yeşil çay bunun önüne geçerek anti-stres özelliğiyle anti-aging özelliğine ivme kazandırır.
Ancak burada bir sorunla karşılaşıyoruz. Yeşil çaydaki teanin ve arjininin stres azaltıcı etkisine karşılık yine yeşil çayın içerisinde bulunan kafein ve bir tür polifenol olan epigallocatechin gallate (EGCG), yeşil çayın stres-azaltıcı etkisini baskılamaktadır. Amacımız yeşil çaydan fayda elde edebilmek. Öyleyse yeşil çayda kafein oranını düşürebilir miyiz?
Unno ve ark., çay yaprakları toplanırken yapraklara sıcak su püskürtmenin kafein miktarını yaklaşık 1/3 oranında azalttığına dair çalışma yapmıştır. Elde edilen düşük kafeinli yeşil çay, Monobe ve ark. tarafından yapılan çalışmada, düşük sıcaklıkta bir suyla yıkanarak muamele edilirse, düşük EGCG ile kafein ve yüksek düzeyde aminoasit düzeyleri tespit edildi. Bu da yeşil çaydan maksimum düzeyde anti-stres etki almamızı sağlayacaktır.
Unno ve Nakamura'nın yaptığı klinik çalışmanın verileri. |
Yorumlar
Yorum Gönder